Deneme
Popüler Aramalar
10/09/2022 12:00
Güncellenme 11/09/2022 10:55
Küresel ekonomi bir parasal kriz uçurumuna yuvarlanmaya başladı. Bunun kripto sektörüne büyük etkileri olacak.
Gelişmekte olan ülkelerin para birimleri mükemmel bir fırtınayla karşı karşıya. Covid-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı, emtia fiyatlarındaki artışlar, enflasyon beklentilerinin yükselmesi, birçok gelişmekte olan ekonomideki politik karmaşalar ve şimdi de ABD Merkez Bankası’ndan gelen agresif faiz artırımları spekülatif paranın dolara kaymasına neden oluyor: Bu durum, birçok ülkede döviz kurlarına ciddi bir baskı oluşturuyor.
Raoul Pal’in analizlerine göre bazı Asya ülkelerinin para birimlerinde 1997-98 finansal krizinde görülenden çok daha büyük bir sıkıntı söz konusu.
Para ve döviz krizleri gelişmekte olan ülkeler için içinden çıkılmaz bir döngü oluşturur. Döviz kurları yükselir, yerel hükümetler bu durumu kontrol altına almaya çalışır ama çoğu zaman başarılı olamaz, hükümetlere olan güven azalır ve bu durum kurun daha da kötüye gitmesine neden olur, yabancı alacaklılar ülkenin iflas etmesinden korkmaya başlar ve sonunda enflasyon tetiklenir. Tüm bu gelişmeler ülkenin kendi para birimine ve hükümetine olan güvenin azalmasına neden olur.
Sri Lanka ve Lübnan gibi ülkeler bu karanlık döneme girdiler. Daha az politik sorunu olan bazı diğer gelişmekte olan ekonomiler ise 1998’de görülene benzer bir “bulaşıcı” kriz etkisine girme riskiyle karşı karşıyalar.
İçinden çıkılmaz döngüler
Ben tüm bunları tamamen dolara endeksli uluslararası finansal sistemin sahip olduğu küresel dengesizliklere dair bir işaret olarak görüyorum.
Aslında bir özellik değil de bir sıkıntı olarak görülmesi gereken sistemdeki bir bileşen şudur: ABD dolarının ülke içerisindeki hedeflere varmak için aldığı pozisyon genelde diğer ülkelerin ekonomilerine olumsuz etkiler oluşturur.
Covid-19 öncesinde de durum böyleydi. Fed’in 2008 krizi sonrasında ABD ekonomisini canlandırmayı amaçlayan ve on yıldan uzun süre devam eden parasal genişleme (QE) piyasalara para yağdırılmasına neden olmuştu ve bu para gelişmekte olan ülkelere akmıştı.
Tahmin edildiği üzere bu “sıcak para” ülkeye geri dönüyor çünkü dolar faizleri artıyor ve jeopolitik gerilimlerin bu kadar yükseldiği noktada değerlenen dolar bir güvenli liman haline geliyor. Bu sürecin gelişilmekte olan ülkeler üzerinde çok acımasız etkileri oluyor.
Göreceli küçük ekonomileri yöneten hükümetlerin kontrolleri dışındaki bu büyük dalga karşısında bir tedbir almaları mümkün değil.
Tüm bunlara rağmen genelde bir kriz oluştuğunda yardım teklif eden IMF, topu yerel hükümetlere atıp çözümü onların bulmasını bekliyor.
Ayrıca önerilen çözüm siyasi anlamda bir intihar anlamına gelebiliyor. Merkez bankaları sermaye kaçışını önlemek için faizleri artırıyor, hükümetler yabancı yatırımcılara güvence vermek için kemer sıkma politikalarına gidiyor ve yerel ekonomiler en kırılgan oldukları anda sıkıştırılıyor. Yani son yıllarda birçok ülkede otokrat yönetimlerin öne çıkmasına şaşırmamak gerekli, zira bu yöneticiler vatandaşların taleplerini baskıcı ve sıra dışı politikalarla karşılamaya çalışıyor.
Temelden yanlış
Şimdi iki yerden darbe alıyoruz. Ülkeler merkeziyetsiz bir sistemden kendilerini korumaya çalışırlarken sadece tek bir ülkenin yaptıkları nedeniyle kırılgan bir sistem içinde kalmaya çalışıyorlar.
Bazılarına göre ABD sahip olduğu otonom para politikası nedeniyle böylesi bir önermede istisna oluşturabilir. Örneğin şu günlerde doların yüksek olması Fed’in enflasyonu dizginleme hamlelerine destek oluyor çünkü ihraç edilen ürünlerin maliyetini düşürüyor. Daha öncelerde merkez bankalarında rezervlerden sorumlu yöneticilerin dolar talepleri nedeniyle Fed herhangi bir şekilde enflasyon oluşturmadan parasal genişlemeye gidebiliyordu.
Ancak İngiltere Merkez Bankası eski başkanı Mervyn King’in 2011’deki çok bilinen yorumuyla bu “küresel dengesizlikler” ABD’yi de etkiliyor. Paranın küresel fiyatlamasındaki bozulmalar ABD ekonomisinde de fazlalıkların oluşmasına neden oluyor ve 2008’deki mortgage krizinin benzeri bir balonun şişmesine zemin hazırlıyor.
King’in halefi Mark Carney 2019’da kriptoya benzer bir söylemle bir çözüm önermişti: IMF tarafından yönetilen yeni ve dijital bir uluslararası para birimi oluşturulması. (Bu radikal fikir Washington’da karşılık bulmadı ve Carney IMF başkanı olarak atanamadı.)
Carney en azından bir aksiyon alınması gerektiğini söylüyordu. Mevcut sistem sürdürülemez durumda. Doların son durumunun onun rezerv para olarak gücünü gösterdiğine dair yanılsamaya kanmamak gerekli. Birçok açıdan bakıldığında korkuların tetiklediği dolar talebi aslında sistemin bir semptomu ve bir gün sonlanması gerektiğinin de işareti.
Eğer bir değişim olacaksa bugünden yeni bir modele yumuşak geçişi planlamamız gerekli. Aksi halde Rusya’nın ve Çin’in açıktan tehditlerini alan mevcut sistemde tıkanıp kalıyoruz.
Yeni bir model
Peki sistemin geleceği nasıl olmalı? Batılı devletler Çin hükümetinin çıkardığı bir paraya güvenmez, Avrupa’daki koordinasyon sıkıntıları nedeniyle Euro da sorunlu görülür. Belki de birden fazla para biriminin öne çıktığı bir sistem kurulabilir.
2011 yılında Unfair Trade kitabını yazdığımda bitcoin ile yakın bir ilişkim yoktu ve Carney’nin dediklerini destekliyordum. Ben de IMF tarafından yönetilen bir genel kabul görmüş para biriminin bozuk finansal sistemden çıkışta tek yol olduğuna inanıyordum.
Ancak şimdi soruna başka bir açıdan bakabiliyorum: İnternetin yükselişi devletlere olan güvenin azalmasına neden oldu ve neoliberal düzenin getirdiği küresel eşitsizliklere karşı bir uluslar üstü güç odağı oluşturdu. İster tek paralı ister çok paralı, ne tür bir sistem gelirse gelsin insanların varlıklar üzerindeki kontrolünü güçlendirmesi elzem. Ve bu sistem doğuştan dijital olmalı.
Bu da kaçınılmaz olarak dijital para birimlerini işaret ediyor.
Bu soruna çözümün bitcoin olup olmadığı henüz net değil. Hele ki son birkaç yıldır finansal piyasalardaki düşüşten ayrışamaması göz önüne alınırsa… Ancak ben Satoshi’nin bu sistemi tasarladığı prensiplere yürekten inanmaya devam ediyorum.
Doların yerini alacak sistemin içerisinde bir şekilde dijital ve sansüre dayanıklı bir para biriminin olması gerekli. Bu para birimi devletlerin başarısızlıklarından etkilenmemeli ve internetin orijinal, merkeziyetsiz tasarımına uyumlu olmalı.
Bu sistem ne olacaksa kullanacak insanların taleplerini yansıtmalı. Bürokratların tasarladığı ve dayatılan bir yapı olmamalı.
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Son Yazıları
Para Krizi Başladı. Yeni Bir Model Lazım
10/09/2022 12:00
Kripto Spekülasyonunu Savunmak
26/08/2022 20:44
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk