Deneme
Popüler Aramalar
19/09/2022 11:26
Güncellenme 19/09/2022 11:52
Geçen hafta Twitter ana sayfamdaki gündemle orta okuldaki Eurovision heyecanı ve üniversite başlarındaki SpaceX gerginliğini hissettim. Evet, Ethereum Merge’den söz ediyorum. Odaklanmış bir şekilde gece boyunca canlı yayınlarda çevrimiçiydik. Teknik tarafı tüm detaylarıyla anlayıp üzerine yorum yapmak benim için zor, ancak politika bağlamında da Ethereum ağının bu adımı atması kripto ekosistemine olan güveni artıracak diyebiliriz. Peki neden? İşte bunu detaylandırabilmek için Proof of Stake (PoS) regülatörler için ne ifade ediyor biraz yakından bakalım istiyorum.
Yeni bir teknoloji kullanıcılar tarafından benimsenmeye başlandığında, şikayetler ve övgülerin artış yaşandığı dönemler olur. Genelde fırsatlardan “faydalananlar”, “faydalanmakta geç kaldığı için karşı çıkanlar”, “muhafazakârlar” ve “liberaller” arası kavgalar doğurur. Kafanızda birçok örnek oluşmaya başladı bile değil mi? Toplumdaki kaos, teknolojinin oluşturduğu problemlerin kamu kurumlarına ulaşması ise, konu ile ilgili regülatörlerin “burada düzenlenmesi gereken durumlar var” alarmını aktive eder. İdeal dünyada regülatörler kamu, özel sektör ve STK’lardaki paydaşlarının desteği ile teknoloji üzerine risk analizleri yaparak politika önerilerinde bulunur ve bir regülasyon sürecine girilir.
Kripto varlıklara dair bu kargaşalar “biri bizi dolandırıyor” “kara para aklanıyor” başlıklarında toplandı. Regülatörlerin risk analizleri de kendini en çok kara para aklama ve terörün finansmanı alanlarında gösterdi. FATF’in kapsamlı önlem önerileriyle başlayan süreçte birçok ülke ve yargı alanının mali suçlarla ilgilenen kurumu şüpheli işlemlere ilişkin rehberler oluşturdu. Ülkemizde de MASAK detaylı bir şüpheli işlem bildirimi rehberi yayımladı. Teknolojinin bu kaygılar altındaki riskleri ölçümlenebilir hale geldiğinde ise yeni risklere eğilindi. Kripto varlıklar için bu kaygı: çevre, enerji ve iklim krizi.
Öncesinde biraz “The Merge neden bu kadar önemli?” “PoS ve PoW neydi?” Sorularını yanıtlayalım.
The Merge
ETH 2.0 aslında 2018 yılından beri planlanıyor. The Merge’ün ana hedeflerinden biri doğrulama metodunun PoW’den PoS’a geçecek olması (ki başarıyla tamamlandı.) Doruk İşmen’in bana anlatımıyla “Uçan bir uçağın motorları havada değiştirildi ve uçak havada süzülmeye devam etti.” Peki bunca efor neden? Burada ana motivasyon enerji tüketiminden tasarruf etmek. Bu arada Eth birleşmesinden sonra dünya genelinde elektrik tüketimi %0.2 azaldı.
PoW
Kripto varlık madencisi olabilmek için yüksek işlem kapasitesi olan ekran kartlarının kullanılması gerekiyor. PoW olarak adlandırılan sistemlerde madenciler, blokzinciri üzerindeki işlemleri doğrulayarak ve blokzinciri durumunu güncelleyerek ağın kullanılabilirliğini sağlayarak doğruluğunu koruyor. Bu işin ödül kısmı ise madencilerin blokzincir varlık ve işlem ücretlerini paylaşmasından geçiyor. Sistem, ne kadar ekmek o kadar köfte usulü ilerler. Gelirler, madencilerin sahip oldukları işlem gücü ile doğru orantılıdır. Daha fazla gelir elde etmek isteyen, daha fazla işlem gücüne (yani daha fazla ekran kartı) yükleniyor. Bu talep artışı da PoS’a geçilmesindeki sebeplerden biri olan donanımsal sorunları yaratıyor. Ancak bu yazının konusu diğer bir sorun olan enerji tüketimi, çünkü regülatörler asıl bu kısım ile ilgileniyor.
PoS
Diğer taraftan PoS, işlem gücüne dayanan bir sistem yerine varlık sahipliğini dikkate alan bir protokol. PoW, işlemci gücünü elinde tutan madencilere ağda daha fazla söz hakkı verirken PoS ağ gücünü işlemci gücüne bakarak dağıtmıyor. Bu sebeple, işlem gücünü optimize etmek için PoW büyük enerjiler tüketen araçlar isterken, PoS’a standart seviyesinde cihazlar yeterli oluyor. Ödül sistemi hisselerle orantılı paylaşılıyor, bu sistem halka açık bir şirketin ortaklığına benzetilebilir. Madencinin yeni bir bloğu doğrulama olasılığı, elindeki birikime göre belirleniyor. Böylece fazla ekran kartlarıyla saldırmak değil, istiflenebilecek varlığı elde tutmak önem kazanıyor.
Peki regülatörler ne diyor?
Teknik detayları kenara bırakalım, regülatörlerin bakış açısına geçelim. Yeni regülasyonlarda hızlı davranarak ilk kapsamlı düzenlemeyi yapma taraftarı olan veya uluslararası kuruluşları ve diğer ülkelerin politika önerileriyle minik hamleler yapan hükümetler olur. Bu bağlamda gözler ABD ve AB’ye çevrilir; diğer taraftan IMF, WEF, G20, Avrupa Merkez Bankası ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların politika önerileri önemlidir. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir, belki şu an bizim ülkemiz için geçerli olmasa da dünya genelinde STK’ların regülatörlerin hareket alanlarına ciddi etkisi olur. Şu an birçok STK, aktivist grup Bitcoin’in de PoS’a geçmesi için faaliyetlerde bulunuyor.
Avrupa Birliği
Kripto regülasyonlarına dair birçok ilk adım AB tarafından atıldığı gibi PoW PoS gerginliği de öncelikle AB’de çıktı. Taslağın ilk versiyonunda PoW yasaklanıyordu. Böyle yasaklayıcı bir yaklaşım elbette çok dikkat çekti, sonuçta PoS tam olarak kendini kanıtlamış bir sistem olarak görülmüyordu. Tartışmalar ardından maddede değişiklik yapıldı. MiCA'nın daha ılımlı versiyonu, PoW madenciliğine ilişkin doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir yasağı içermiyor. Taslak bunun yerine Avrupa Komisyonu'nu, 1 Ocak 2025'e kadar her türlü kripto varlık madenciliği faaliyetlerini ‘AB sürdürülebilir finans sınıflandırmasına dahil etmek amacıyla bir yasa teklifi sunmaya yönlendiriyor. Zaten MiCA’nın kabul edildiği son üçlü toplantıda da Yeşiller çevre konusundaki hassasiyetin artması gerekliliğine dair şerh koydu. İsveç'te de ulusal finansal denetim otoritesi, işlemleri onaylamak ve yeni varlıklar oluşturmak için PoW yönteminin yasaklanmasını tavsiye etmişti. Avrupa Merkez Bankası da geçen ay çıkardığı raporda kriptonun iklim krizine etkisini tartışarak, yüksek enerji kullanımının azaltılmasının finansal istikrardaki önemini vurguladı.
ABD
ABD’de kriptoya dair kamu kurumlarındaki hareket çok dengesiz. Birçok eyalet mahkemesi kripto ve blokzincire dair davalarda bu teknolojiyi tanıyan ve anlayan yorumlarla emsal kararlar veriyor. Lummis Bill olarak bilinen kapsamlı taslakta çevre kaygıları göz önünde bulundurularak enerjiden sorumlu regülatöre düzenleme alanı bırakılıyor. Başka senatörlerin de karşı hareketleri ve kısıtlayıcı politika önerileri var. Ünlü fenomen NYC Belediye Başkanı Adams ise PoW madenciliği yasağına karşı çıkıyor. Ancak iki hafta önce Beyaz Saray’ın yayımladığı iklim krizi ve kriptoya dair rapor ABD’nin en kapsamlı değer önerisi oldu. Rapor, madenciliğin çevreye verdiği zararı teknik açıdan çok net bir şekilde ortaya koyarak, kriptonun gelecek vaat ettiği bu sebeple bu teknolojinin çevreye zararını azaltacak politikalarla dengenin kurulması gerekliliği ortaya konuyor. Rapor bu dengenin kurulmasında hem eyalet hem federal regülatörleri işbirliğine davet ederken özel sektöre de bazı sorumluluklar yüklüyor. FED Başkanı da kripto regülasyonlarında çevre kaygılarına öncelik verilmesi gerektiğini vurguluyor.
Diğer adımlar
Peki nedir önemi?
Eth 2.0 sadece teknik açıdan kripto ekosisteminin “büyük günü” değil. Aynı zamanda bana kalırsa kripto ekosisteminin özgürleşmesine bir adım. “PoW’dan vazgeçiş savunulurken nasıl özgürlüğe adım?” diye sorabilirsiniz. Şöyle diyelim, regülatörün karşısına “ya hep ya hiç” mantığıyla çıkmak bize bir pazarlık alanı açmıyor maalesef. Hem toplumun hem kamunun yeni bir teknolojiyi kabul etmesi için sürdürülebilir ve “kamunun işine yarayacak” alanları iyi niyet göstergesi olarak öne sunmak gerekiyor. Tam da burada en büyük blokzincir ağlarından birinin PoW’dan vazgeçip “biz çevreyi umursuyoruz ve risk alıyoruz” demesi pazarlık masasına yeni bir argüman sunuyor. Bu da yukarıdaki argümanlardaki kaygıyı azaltarak regülatörlerin daha özgür bir düzenleme alanıyla karşımıza çıkmasına yol açıyor. Zaten top 20’deki projelerin üçü hariç hepsi PoS’ta çalışıyor. Bu sebeple ben Eth 2.0’ı aynı zamanda regülatörlerin kriptoyu benimsemesi için fırsat olarak görüyorum. Peki sizce bu fırsata Bitcoin’de destek verip PoS’a geçer mi?
YASAL UYARI
Bu sitede yer alan yatırım bilgisi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihlerini dikkate alarak, kişiye özel olarak sunulmaktadır. Bu sitede veya e-bültenlerimiz kapsamındaki sözel, yazılı ve grafiksel dahil olmak üzere tüm bilgi ve analizler; herhangi bir karara dayanak oluşturması noktasında herhangi bir teminat, garanti oluşturmamakta ve yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla paylaşılmaktadır. Coindesk Türkiye hiçbir şekil ve surette ön onay, ihbar ve ihtara gerek olmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir veyahut silebilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı vermeniz beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sitedeki yorumlardan, eksik bilgi ve/veya güncel olmama gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Coindesk Türkiye ve çalışanlarının herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Son Yazıları
Dezenformasyon Yasası, Kripto Düzenlemelerinde Neye İşaret?
14/10/2022 10:36
Beyaz Saray’ın Kripto Sevdası Bize Neler Diyor?
03/10/2022 15:00
ETH 2.0 Regülatörlerin Kriptoyu Benimsemesi için Fırsat Olabilir
19/09/2022 11:26
Kripto Paralar
@2022 CoinDesk